Bugünkü Prag oturumumuzu içinde Cumhurbaşkanlığı ofislerinin de bulunduğu Prag Kalesi ve Aziz Vitus Katedrali ile açıyorum.
Prag Kalesi
Lokasyon olarak Prag’ı tepeden gören, Petrin Kulesi’ne yakın Prag Kalesi klasik kalelerden olmasa da surlarını gördüğünüzde size tanıdık gelecektir. Dünya’nın en büyük kalelerinden biri olan Prag Kalesi aynı zamanda antik kale olarak da dünyanın en büyüğü. Ama korkmayın öyle gezilmeyecek kadar büyük değil, genişçe bir vakit ayırıp sokaklarında kaybolmanız, sonra da ana meydanına çıkmanız mümkün 🙂
Kaleyi ilk oluşturan unsur bugünkü adıyla Aziz Vitus Katedrali. Katedralin mazisi çoook öncelere dayanıyor, 9. yy’da yapılmaya başlanmış. Sonra eklemeler yapıla yapıla devasa bir hal almış katedral. Ayrıca katedrale yıllar içinde yapılan eklemeler sayesinde tek bir mimari görünümü yok. Gotik, Rönesans ve Barok mimarinin izlerini katedralde buluyorsunuz. Devasa katedrale baktığınızda sizde uyandıracak hayranlıkla beraber bu farklılık da hemen dikkatinizi çekiyor. Gotik bir yapıya eklenen renkli Rönesans desenleri Aziz Vitus Katedralini gördüğünüz diğer kiliselerden ayırıyor.
Prag Kalesi aynı zamanda Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın ofisine de ev sahipliği yapıyor. Hatta öyle ki Cumhurbaşkanı’nın ofisinde olup olmadığını kaledeki bayrağın göndere çekilmesinden anlayabiliyorsunuz. Yani bayrak gönderdeyse Milos Zeman görev başında demektir 🙂
Prag Kalesi ile ilgili ilginç bir deneyimimi paylaşmak istiyorum size. Çek Cumhuriyeti’nin ve belki de dünyanın son 1 yılda bile ne kadar hızlı bir değişim içinde olduğunu özellikle Prag Kalesi’ne ikinci kez geldiğimde anladım. Geçen sene bu zamanlarda Prag Kalesi’ne geldiğimizde (o zaman tur şirketiyle gelmiştik) elimizi kolumuzu sallayarak Cumhurbaşkanı’nın içinde bulunduğu ofislerin oraya girdik. Hiçbir arama, hiçbir koruma görmedik. Hatta rehberimiz eski Cumhurbaşkanı’nın eğer yerindeyse ara sıra turistleri karşıladığını, değişik dillerde “merhaba, hoşgeldiniz” gibi kelimeler söylediğini aktardı. Biz şaşırdık tabi böyle bir Cumhurbaşkanı profili pek rastlanır değildi.
Bu sene, Prag’a yerleştikten sonra Prag Kalesi’ne gezmeye gittiğimizde kapının önünde kuyruk olduğunu gördüm. Şaşırdım, ücretli mi oldu giriş acaba diye (anlayacağınız üzere öncesinde ücretsizdi), yok hayır ücretli olmamıştı, girişte asker arama yapıyordu, kuyruk ondan oluşuyordu. Artık Prag Kalesi’ne gelince X-Ray cihazından geçmeniz ve çantanızın, gerekirse üstünüzün aranması gerekiyordu. Açıkçası 1 yıl içinde bu noktaya gelinmesine üzüldüm. Son zamanlarda yaşanan terör faaliyetleri her ülke gibi Çek Cumhuriyeti’ni de etkilemişti.
Neyse dünya düzenini bir kenara bırakıp biz yeniden keyiflenelim diye düşünüyorum. Bunun için de artık Prag Kalesi, sokakları ve Aziz Vitus Katedrali’nin fotoğraflarına dalabiliriz.
Prag Kalesi;
Aslında uzaktan baktığınızda sadece Aziz Vitus Katedrali ve etrafında bir takım binalar olarak görünüyor kale. Yani yukarıda da söylediğim gibi klasik kalelerden değil, ancak surlarını görünce buranın bir kale olduğunu anlıyorsunuz. Ben sizi kaleye giden yolda ve kalenin içerisinde gezdireceğim, buyrun;
Minnoşlar dükkanlar var yolda 🙂
Bu dükkan da onlardan biri, bakınca insanın içi açılıyor..
Detaylarda da çok güzeller 🙂
Yoluma çıkan güzellikler dükkanlarla sınırlı değil, manzaram gayet keyifli 🙂
Prag’ta insanlar, yukarıdaki manzaraları görmüş olduğunuz klasik arabalardan seyredebiliyorlar. Şoförüyle birlikte hoş bir gezinti yapmak sizin tercihinize bağlı.
Ve kaleye gelmiş bulunmaktayız..
İçeri girdiğinizde sizi bu avlu karşılıyor..
Cumhurbaşkanı Milos Zeman görev başında olmalı, zira bayrak gönderde..
Eğer nöbet değişimine denk gelirseniz, askerlerin geçişini izleyebilirsiniz..
Burası da cumhurbaşkanının konuşma yaptığı balkonu 🙂
Ve tüm ihtişamıyla Aziz Vitus Katedrali’nin bir cephesi..
Katedralin bir başka cephesi..
Benim en sevdiğim görüntüsü..
Artık katedrali bir kenara koymanın vakti geldi, biraz da kalenin içini gezme vakti..sanki zamanda yolculuk yapar gibi..
Her an ortaya çıkabilecek ortaçağ izlerini sürer gibi..
Dokunmanın şans getirdiğine inanılan heykellerle karşılaşıldığında şaşkınlığa uğramak gibi 🙂
Sol tarafta Petrin Kulesi’ni gören kalenin surlarından manzara muazzam, Ayhan Sicimoğlu’nun dediği gibi “hastasıyız” 🙂
Bir de Charles Köprüsü civarını alalım 🙂
Kaleye doyum olmaz, ancak tabi ki bi zaman çıkmak zorundayız. Kale’nin etrafı kendisi gibi güzel bahçelerle kaplı, henüz daha bahar gelmediğinden ağaçların çiçekleri yok belki, ama bu haliyle de çok güzel. Kaleden çıkarken bahçelerini de görebilirsiniz.
Prag’ta bugün Prag Kalesi ve Aziz Vitus Katedrali vardı. Ben gözlerimle gördüm, benim gözlerimden de siz görün istedim. Bir gün kendi gözlerinizle de görmeniz dileğiyle..
Duygu