İstanbul’dan otobüsle yola çıkıp da Balkanları ve komşularını gezmeye giden kaç kişiyiz? Kaç kişi kaldık ölümcül otobüs yolculuklarını çekebilen? Ben en az 40 kişi tanıyorum, yola çıktığımız otobüste takriben 40 kişiydik de 🙂
2013 yılının yazında İstanbul’dan İtalya’ya otobüsle gitmiştik, evet evet doğru okudunuz İtalya’ya ve otobüsle, uçakla değil. Mümkün mü diyen sesinizi duyar gibiyim, evet mümkün ve ayrıca çok keyifli. Bunu bir başka yazının konusu yapalım, şimdi konumuz Dubrovnik.
Biz İtalya’nın gazıyla Balkanlara da otobüsle gideriz yahu dedik. 2014 yılı yazında da toplam 7 ülke gezmeli Balkanlar turumuzu yaptık. Bu ülkeler; Yunanistan, Sırbistan, Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ, Arnavutluk ve Hırvatistan’dı.
Yunanistan’da Selanik ve Kavala, Sırbistan’da Belgrad, Bosna Hersek’te Saraybosna, Makedonya’da Üsküp ve Ohrid, Karadağ’da Kotor ve Budva, Arnavutluk’ta Tiran, Hırvatistan’da Dubrovnik’i gördük. Uzun, güzel ve engebeli bir tatildi. İtalya’nın düz yollarını gören biz Balkanları da öyle sandık. Fakat hakikat öyle olmadı, Balkanların engebeli yollarında 100 km’yi 2-3 saatte gidince anladık ki Balkanlar otobüsle seyahat için doğru bir tercih olmamış. Siz siz olun Balkanlar’da araba kiralayacakken, otobüsle yola çıkacakken bir kez daha düşünün 🙂
Ancak tabi ki bu durum gördüğümüz yerlerin keyfini çıkartmayacağız anlamına gelmiyordu. Biz de keyfimizi bozmadık zira.
Gelelim Dubrovnik’e, bu kadar yer arasında Dubrovnik aşık olduğum, tekrar tekrar gitmek istediğim bir yer oldu…Bu yüzden size öncelikle Dubrovnik’i anlatmak, benim gözümden size göstermek istedim.
Dubrovnik Adriyatik kıyısında bir Kale Kent, uçsuz buçaksız denize manzara… Şehir tam bir Orta Çağ şehri, dev kale içinde gizemli sokaklarıyla sizi hapsedecek kıvamda. Ayrıca meşhur dizi Game of Thrones’un bazı bölümlerinin çekildiği bu yerde, dizinin de izlerini taşıyor.
Gerçek hayatta çokça savaş görmüş bu şehir, savaşın izlerini ancak yakın tarihte silebilmiş ve eski haline, görkemine yeniden kavuşmuş.
Biz Dubrovnik’te kısa bir süre kalabildik, size tavsiyem hem sur içini, hem de dışını rahatça gezebilmek, denize de girebilmek için 5-6 gün ayırın buraya. Surlarına çıkın mutlaka, sokaklarında kaybolun bi kere, Adriyatik manzaranız olsun keyfini sürün saatlerce..
İşte Dubrovnik, gideceğimiz yer işte karşıda!
Kendi de, manzarası da muhteşem!
Önümüzdeki sonsuzluğun adı Adriyatik!
Sur içini görmeden şöyle dışarıdan bir manzara alalım..
Yanına bir mojito aldık mı Dubrovnik tadından yenmeyecek 🙂
Bu şehirde çok poz verdim, şehirle birlikte bana katlanmak zorundasınız 🙂
Birazcık kalabalık ama çok güzel eski şehrin meydanı!
Tatlı mı tatlı kafeleri!
Dubrovnik’te bir başka mutluyuz sanki…
Kendi etrafında bir çember çiz, gözlerini dört aç ve bingo!
İçimizden gelen başka bir coşku var, yazın güzelliği de etkili tabi 🙂
Game of Thrones’un bir kısmının çekildiği, her yerinden tarih fışkıran bu şehirde coşkulu olmamak sanırım mümkün değil 🙂
En büyük armağanımızı alıyoruz, küçük şeylerle mutlu olmanın tadını çıkartıyoruz, gezdiğimiz her yerin her köşesini ezberliyoruz, bu armağan için tekrar tekrar teşekkür ediyoruz..
Ve şehrin ara sokaklarına kendimizi atıyoruz kelimenin tam manasıyla;
Yorgun düştüğümüzde dinleniyoruz 🙂
Ben arada poz vermeyi, Taner de beni çekmeyi ihmal etmiyor 🙂
Ara sokaklardan çıkıyoruz, bu sefer hedefimiz kale surlarının dışı;
Biraz da burada eğleniyoruz..
Dubrovnik’in benim için anlamı uçsuz bucaksız Adriyatik, tarihi, muhteşem fakat aynı zamanda içinde yaşam olan dar sokaklar, surlar ve sevgi oluyor. Bu tatilin üzerinden uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen fotoğraflara baktığımda hissettiğim sıcaklık hala aynı. Eğer fırsatınız olur ise yazı Dubrovnik’te geçirebilirsiniz, umarım siz de benim bulduğum sıcaklığı bulursunuz…
Duygu