Muhteşem bir havada Como’ya gidiyoruz. Milano’dan araçla geçiyoruz Como’ya, yaklaşık olarak 55 km kadar yol gidiyoruz. Como turistik bir yer, tren gibi toplu taşımayı da kullanabilirsiniz.
Hayallerini kurduğumuz fakat daha önce gitmediğimiz Como, meşhur gölü ile birlikte bizi güler yüzüyle karşılıyor.
Biz önce şehir gezintisi, sonra tekne turu yapıyoruz. Bi ara da aç karnımızı doyuruyoruz 🙂
Sizin vaktiniz bol ise sadece Como’yu değil etrafındaki köyleri de görün, biz göremedik, gitmek için yeterince vaktimiz olmadı. Bu yüzden bir sonraki Como seyahatimize bahane yaptık bu köyleri 🙂
Şehir gezintisi;
Como, İtalya’nın Lombardiya bölgesinde, İsviçre sınırında yer alıyor.
Como, meşhur gölünün yanı sıra “İpek Şehri” (Citta di Seta) olarak da anılıyor.
Çin’in ekonomik atağı öncesinde dünyanın en önemli ipek üreticisi Como’ymuş, dünyanın tek ipek akademisi Como’da bulunuyormuş. Como’nun gölünü bilirdim ama ne yalan söyleyeyim bu özelliğini ilk defa duydum.
Gelelim Como Gölü’ne, dünyaca meşhur 🙂 En son George Clooney ile Lübnan asıllı İngiliz avukat Amal Alumuddin’in Como’da evlenmesi üzerine Como’nun adını duyduk.
Göl aslında buzul kökenli ve yüzölçümü ile İtalya’nın en büyük üçüncü gölü.
Como’nun sizde daha iyi canlanması için haritasını paylaşıyorum;
Bu kadar bilgiden sonra şehri gezmeye başlayabiliriz diye düşünüyorum.
Como’ya girdikten hemen sonra aracımızı kapalı bir otoparka park ediyoruz. Ardından yürümeye başlıyoruz, tren yolunu geçerek Como’yu kucaklıyoruz.
Teatro Sociale
Tren yolunu geçtikten sonra bizi ilk olarak “Teatro Sociale” karşılıyor.
Burası adı üzerinde bir tiyatro binası, mimar Giuseppe Cusi tarafından neo-klasik tarzda tasarlanmış. Yapımına 1812 başlanmış, 1813 yılında ise bitirilmiş.
Teatro Sociale’nin hemen yanında adını bilmediğim heybetli bir kilise var;
Como da dikkatimi çeken bir detayı özellikle hanımlarla paylaşmadan edemeyeceğim. Şöyle ki; Como, diğer şehirlere göre daha ucuz arkadaşlar, burada alışveriş yapılır 🙂 Zaten bu ucuz alışveriş konusunda meşhurmuş. Komşuları İsviçre’den de alışveriş temalı ziyaretler alıyormuş Como.
Ayrıca şehir genel olarak ucuz olduğundan yemeklerin fiyatları da fena değil, burada keyifli, daha uygun fiyatlı yemek de yiyebilirsiniz.
Şehri gezerken kafelerin, restaurantların çokluğu da ayrıca gözüme çarpıyor. Sokaklara atmışlar masa sandalye, oh keyifler gıcır 🙂
Hemen bu meydanda Como’nun merkez katedrali (Como Katedrali) var, Romalılardan kalma Katolik bir katedral burası. Bölgenin en önemli binalarından, ayrıca İtalya’da inşa edilen son gotik katedral. Yapımına 1396 yılında başlanmış, 1770 yılına kadar da devam etmiş. Tıpkı Milano katedrali gibi, ince ince dokumuşlar resmen. -Ama tabi görsellik anlamında Milano Katedrali ile yarışamaz.-
Como’nun dar sokaklarında dolaşmak çok keyifli. Sokaklar gölgelik, yavaş yavaş, tadını çıkarta çıkarta gezmelik..
Tekne turu;
Como’nun güzel sokaklarını bırakıp tekne turuna çıkıyoruz, gölü arşınlayacağız..
Göl kenarına çıkmadan hemen önce büyük bir meydana geliyoruz.
Bineceğimiz tekne soldaki, koltuk numaramız falan yok, sadece biletimiz var, o yüzden güzel bi yer kapmak için çaba sarf etmeliyiz 🙂
Yaptığımız tekne turu Urio-Moltrasio-Cernobbio-Tavernola-Blevio-Torno ve Como arasında, yarım saat kırkbeş dakika kadar sürecek. İnsanların bazı duraklarda inip bazılarında bindikleri bir tur.
Biz inmedik, geldiğimiz gibi geri döndük. Köylere uzaktan bakmakla yetindik. Siz vaktiniz varsa mutlaka inip keşfedin, uzaktan bile harika görünüyorlardı.
Bu arada Tavernola’ya geliyoruz;
Oradan Cernobbio;
Sonra Torno;
Sonra sayamıyorum, kendimi Como’ya bırakıyorum..
Evlerini, manzaralarını, yeşillini bırakıp mutlu mesut dönüyoruz Como Gölü’nden. Her gidişin bir dönüşü var değil mi?
Aktarmalı olarak gideceğimiz Amsterdam’ı saymazsak, Como Gölü’ne 2015 yılı yaz tatilimizde gördüğümüz/gezdiğimiz son yer diyebiliriz. Bu açıdan da ayrıca gönlümüzde ayrı bir yeri var.
Bir haftalık yaz tatilimiz boyunca farklı dünyalar gördük. Gözümüz gönlümüz açıldı, ruhumuz aydınlandı. Keyifle geçirdiğimiz tatili, cebimizde anılarımız, gözlerimizde hala gördüğümüz yerlerin yansımasıyla bitirdik. Arkadaşlığın kıymetini bir kez daha anladık, bizimle oldukları için şükrettik.
Sizin de aynı duygular içinde yeni yerler görmenizi dilerim.